Karsu, Hollanda doğumlu, Türk kökenli, çok yetenekli bir sanatçı. Yalnız şarkıcı değil; aynı zamanda çok iyi bir piyanist, besteci, aranjör ve söz yazarı. 2012’de çıkardığı ilk stüdyo albümü Confession’ın ve 2015 yılında çıkardığı yeni albümü Colors’ın içinde yer alan şarkıların neredeyse tamamını kendisi yazıp besteledi.
Onaltı yaşında babasının Amsterdam’daki restoranı Kilim’de piyano çalmaya başladı ve yıllar içinde Amsterdam Concertgebouw’dan İstanbul’a, Ankara Caz’dan Alanya Caz’a, North Sea Caz Festivali’nden New York’taki dünyaca ünlü Carnegie Hall’a kadar dünyanın pek çok yerinde ve uluslararası festivallerde sahne alma başarısı gösterdi.
Müzik tutkusu Karsu’nun adeta damarlarında akıyor. Piyano sesi çok küçük yaşta ilgisini çekti: “Bir gün televizyonda piyano çalan bir amca gördüm. Uzun saçlı, Einstein’a benziyordu. Çok etkilendim onu görünce. Ben de böyle çalmak istiyorum dedim. Altı yaşındaydım o zaman…” Ve böylece Karsu’nun piyano macerası başladı. Yedi yaşında kendi piyanosu oldu ve dersler almaya başladı. Kısa süre içinde geleneksel Türk şarkılarının yanısıra, caz ve klasik müzik parçalarını (Chopin, Mozart, Bach, Beethoven…) da öğrenip çalmaya başladı. Şarkı söylemeye başlaması da bir okul yarışmasını kazanmasıyla gerçekleşti. Amsterdam’ın Osdorp semtinde ortaokuldayken, bir yarışmaya adını yazdırıp enstrümental piyano bölümünü seçti. Ancak onu vokal bölümüne aldılar ve yarışmayı kazandı. “Ben yıllar boyu piyanoda prova yapmışken bu durum benim için sürpriz oldu. Bir zamanlar televizyonda şarkı yarışmaları çok popülerdi ve hiç yeteneği olmayan şarkıcılar da yarışmaya katılıyordu ve jüriye dönüp ‘siz beni beğenmeyebilirsiniz ama bizim mahallede herkes çok iyi şarkı söylediğimi söylüyor’ diyorlardı. Ben de o yarışmayı kazandığımda, sadece okulda iyi hissetmem için birinci seçtiler diye düşünmüştüm. Çünkü kendi kendimi doğru değerlendirmem mümkün değildi. Ama birden bire konser vermek için davetler almaya başladım.” Karsu’nun sesi, genç yaşına rağmen diğer seslerden çok farklı; renkli, güçlü, etkileyici bir ses. Dinleyenlerin yorumlarına göre “ Karsu’yu gözlerinizi kapatıp dinlerseniz New Orleans’ta dev bir caz müzisyenini dinlediğinizi zannediyorsunuz”.
Karsu on altı yaşında babasının restoranında başlayıp, sonra küçük çaplı sahnelerde ve oradan büyük sahnelerde performanslarını sergilerken, gazeteler, dergiler, radyolar ve televizyonlar onun yeteneğinin farkına varmaya başladılar ve programlarına konuk etmek için davetiyeler gönderdiler. Hollanda – Amerika Trust Organizasyonu, Karsu’yu New York’taki Carnegie Hall konser salonunda bir konser için davet etti. Bu olay Hollanda medyasının çok ilgisini çekti ve Karsu bir çok televizyon programında canlı performanslar vererek geniş yankı uyandırdı. Yurtdışından davetlerin gelmesi de uzun sürmedi: Karsu Amerika, Endonezya, Almanya, Belçika, Surinam, İngiltere, Brezilya ve Türkiye’de konserler verdi. İlk konser turu (2011-2012) çok başarılı geçti. Amsterdam Concertgebouw’daki konser biletleri haftalar önce tükendi. Türk kökenli başarılı sanatçıya Türk medyası da ilgi gösterdi. Güneri Cıvaoğlu’nun Şeffaf Oda programına konuk oldu ve o günden itibaren Türkiye’de daha çok ilgi topladı ve Türkiye’nin büyük salonlarında ve festivallerinde konserler vermeye başladı. Ankara Caz Festivali, Nilüfer Caz Festivali, Alanya Caz Festivali, Akbank Caz Festivali’nde, İstanbul Zorlu Center PSM’de birçok kez sahne aldı ve büyük ilgi gördü.
Canlı kayıtlardan oluşan albümü “Live aan ’t IJ”da caz, blues, funk ve etnik ritimlere rastlamak mümkün. İlk stüdyo albümü Confession ise 2012’de piyasaya çıktı. Her iki albüm de basından müzik otoritelerinden olumlu yorumlar aldı. 2012’de, çekimleri 5 yıl sürmüş olan ve Karsu’nun adını aldığı, anne-babasının doğduğu köy olan Karsu Köyü’nden, New York’a kadar Karsu’nun takip edildiği “Karsu: I Hide A Secret” belgeseli, ödüllü belgeselci Mercedes Stalenhoef imzasıyla Uluslararası IDFA belgesel festivalinde gösterime girdi ve daha sonra pek çok ülkenin festivallerinde gösterimi yapıldı. Karsu artık uluslararası bir sanatçı haline geldi ve en son ekibiyle birlikte 2014-2015 sezonunda “From New York to Istanbul” adlı bir dünya turu yaptı. Karsu’nun yeni stüdyo albümü Colors’da(2015) yine caz sesleri var ama bu kez biraz daha hareketli, neşeli ve enerjik. Albümün adı (Colors=Renkler), Karsu’nun çok kültürlü kökenini, değişik müzik türlerini harmanlayarak kendi müziğini dünyayla paylaştığını yansıtıyor. Karsu yeni albümünde yine kendi şarkılarını yazıp besteledi ve ilk kez Türkçe şarkılar yazdı. “Bırak Beni Böyle” ve “Bekledim” adlı şarkılar, Colors albümünde Karsu imzasıyla yer aldı.
Karsu, Mayıs 2015’te Candan Erçetin ve Kardeş Türküler ile birlikte Hollanda Festivali’nin açılış konserini verdi. Volkskrant gazetesine göre bu konser gerçekten mükemmel ve eğlenceliydi: “İyi yağlanmış bir makina gibi konser veren bir müzisyen ekibi vardı. Türk-Hollandalı caz sanatçısı Karsu ise, pembe elbisesi ile piyano arkasında yerini aldığında, konser bir kuş gibi kanatlanıp uçmaya başladı. Chopin ile giriş yapıp Türk ezgileriyle harika bağladı ve müziğinin gücünü sergiledi. Divane Aşık Gibi parçasında her notaya bir duygu yüklüyor ve Türkçe sözleri anlamasan bile bütün o duyguyu anlayıp hissedebiliyorsun. Böylece Karsu, gerçek bir solist olarak kendisini yöneten ekibi aşarak devleşiyor…” 2016 yılında Hollanda’nın Grammy’si olarak kabul edilen “Edison Jazz/ World” Ödülü’nü kazandı.
Karsu çok özel, etkileyici ve güçlü piyano çalışı, harika kompozisyonları ve neşeli, enerjik görünümüyle çok kısa sürede uluslararası alanda çok sevilen ve aranan sanatçılar arasına girmeyi başardı. Karsu, Türkiye ve dünya turuyla şarkılarını dinleyicileriyle buluşturmaya devam ediyor…